yükselen doların tetiklediği fiyat artışları toplumda memnuniyetsizliğe yol açtı. bu memnuniyetsizliği gören devlet yetkilileri bir dizi tedbirler aldı. bu tedbirlerin kamuoyu tarafından en bilineni “enflasyonla topyekün mücadele” ismi altında gerçekleşti. özellikle büyük market zincirleri bazı ürünlerde “indirime gittiklerini” açıkladı. bu indirim oran olarak %10 ‘du. ve hala içinde bulunduğumuz an itibarıyla büyük marketlerin vitrinlerinde “enflasyonla topyekün mücadele” ile ilgili görseller pankartlar, bilmem neler dolu.
BÜYÜK MARKETLER GERÇEKTEN “ENFLASYONLAR TOPYEKÜN MÜCADELE” EDİYOR MU ?
tabi ki buna kesinlikle inanmıyorum. bir vatandaş olarak ben, bir “mücadele” görmedim.”enflasyonla topyekün mücadele” adı altında yapılan nedir, ne değildir. bu mücadeleyi uzaylılar mı yapıyor, kim yapıyor (tabiri mi mazur görün) bir bok anlamadım. marketlerin vitrinlerini süsleyen dev pankartları, koca koca verilmiş ilanları gören bir vatandaş sevinerek marketlerin içine girdiğinde tuhaf bir hayal kırıklığı yaşıyor. fiyatların düştüğü yok, hatta dikkatli bir tüketici fiyatların daha da yükseldiğini çok rahatlıklar gözlemleyebilir.
PEKİ NEDEN OLMAYAN BİR ŞEYİ VAR GÖSTERİYORLAR ?
her alanda böyleyiz. yaygarayı, yalan konuşmayı, olmadığımız manaların maliki gibi görünmeyi çok seviyoruz. devlet, zabıtalar vasıtasıyla marketlere baskınlar düzenleyerek etiketlerde anormal bir oynama olup olmadığını kontrol ettiğini söylüyor. bazı bölgelerde zabıtaların fiyatlarla oynayan iş yeri sahiplerine ceza kestiği filan söyleniyor ama ben daha ceza yiyipte durumunda bir değişiklik yaşamış yani “adam olmuş” bir patron görmedim.
CEZALAR CAYDIRICI DEĞİL
her zaman söylediğim bir laf var; ülkemizdeki cezalar kesinlikle caydırıcı değil. kanun var ancak denetim yok.denetim olmadığı için isteyen istediği haltı çok rahat ve hiç bir engele takılmadan yiyebiliyor. yakalandığında ise çok komik cezalar karşılığında aklanıp her şeye yeniden daha da profesyonelce başlayabiliyor.
bugün büyük bir market zincirinin satmış olduğu zeytinyağı (!) devletin web sayfasında “sahte” diye teşhir ediliyor. ama söz konusu marketin umurunda bile değil. adı “sırım” olan bu sözde zeytinyağını hala bütün marketlerinde satmaya devam eden söz konusu market, nasıl böyle pervasızca hareket edebiliyor anlamıyorum…
oysa halkın sağlığıyla oynayan insanlara öyle güzel cezalar vereceksin ki kimse bir daha aynı işlere tevessül etmesin; halkın, çoluk çocuğun, hamile insanların, yaşlıların sağlığıyla oynayamasın.
çok yakın arkadaşlarımdan duymuştum; almanya’da en büyük iki suç varmış, birisi devleti dolandırmak diğeri ise halkın sağlığıyla oynamak. bizim güzel vatanımızda ise sözüne ettiğim iki suç en hafif cezayı gerektiren suçlardan.insanın içi acıyor gerçekten.
ben bu markete ne zaman girsem hep etiketler yanlış. bir şeyle mücadele ettikleri yok. oyun oynuyorlar sadece. sıfır nokta bilmem kaç kuruşluk bir indirim yapmışlar televizyonlarda gazetelerde koşun koşun her şey bedava algısı oluşturuyorlar.
kimsenin bir şeyler mücadele ettiği falan yok sadece bol bol göz boyama var